Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 500 ünite kan bağışlanmaktadır.Genel nüfusa oranlandığında kan bağışı oranının %1,49 olduğu görülmektedir.Bu oran Danimarka'da %8,61, Fransa'da %6.55, Maceristan'da %5,86'dır.
Aslında ülkemizdeki toplam kan bağışlarının %35'inin askerlerden alındığı düşünülecek olursa sivil bağış oranı daha da düşüktür ve %1 civarındadır.
Ülkemizdeki kan bağışının önündeki en büyük engel toplumsal duyarsızlıktır.Bağış yapacak kadar çok kanım yok, bir yakınıma lazım olursa veririm, iğnenin canımı acıtacağından korkuyorum gibi bireyler bu tür cevaplara sığınmışlardır.Nedenler tek tek ele alındığında genel bir bilgi eksikliği ve duyarsızlık dikkati çekmektedir. Her şeyden önce kan bağışı yapacak kadar kanı bulunmayanlardan zaten kan alınmamaktadır. Ayrıca kan verme sırasında bir hastalık bulaşma tehlikesi de bulunmamaktadır. İğneden korkmak kan alınma sırasında lokal anestezi talep etmekle aşılabilir. Bu nedenler iyi bir bilgilendirme ile ortadan kolaylıkla kaldırılabilir. Ancak 'ihmal etmek' veya 'bir yakınıma gerekirse, veririm' yaklaşımlarının ortadan kaldırılması tamamen toplumsal kültür ve duyarlılıkla ilgilidir ve kolayca yenilmesi ne yazık ki oldukça güç görünmektedir.Kan veren kişiden bir seferde yarım litreden az kan alınmaktadır. Bu miktar vücutta bulunan kanın yaklaşık olarak %8-9'u kadardır. Aynı zamanda kan bağışlamakta en normal süre zarfı 30 dkdır.
Aslında ülkemizdeki toplam kan bağışlarının %35'inin askerlerden alındığı düşünülecek olursa sivil bağış oranı daha da düşüktür ve %1 civarındadır.
Ülkemizdeki kan bağışının önündeki en büyük engel toplumsal duyarsızlıktır.Bağış yapacak kadar çok kanım yok, bir yakınıma lazım olursa veririm, iğnenin canımı acıtacağından korkuyorum gibi bireyler bu tür cevaplara sığınmışlardır.Nedenler tek tek ele alındığında genel bir bilgi eksikliği ve duyarsızlık dikkati çekmektedir. Her şeyden önce kan bağışı yapacak kadar kanı bulunmayanlardan zaten kan alınmamaktadır. Ayrıca kan verme sırasında bir hastalık bulaşma tehlikesi de bulunmamaktadır. İğneden korkmak kan alınma sırasında lokal anestezi talep etmekle aşılabilir. Bu nedenler iyi bir bilgilendirme ile ortadan kolaylıkla kaldırılabilir. Ancak 'ihmal etmek' veya 'bir yakınıma gerekirse, veririm' yaklaşımlarının ortadan kaldırılması tamamen toplumsal kültür ve duyarlılıkla ilgilidir ve kolayca yenilmesi ne yazık ki oldukça güç görünmektedir.Kan veren kişiden bir seferde yarım litreden az kan alınmaktadır. Bu miktar vücutta bulunan kanın yaklaşık olarak %8-9'u kadardır. Aynı zamanda kan bağışlamakta en normal süre zarfı 30 dkdır.
Unutmayın sizin için önemsiz bir 30 dk başkaları için bir ömür olabilir.
Kan bağışlamak için kan merkezlerine başvurulduğunda bir form doldurulur.Sorgu formunda kan vermeye kesin veya geçici olarak engel hastalıkların bulunup bulunmadığı araştırılır. Önce steril şartlarda parmaktan alınan kan ile kan grubu ve hemoglobin miktarı tayin edilir. Tansiyon ölçülerek genel bir muayene yapılır. Kan vermeye engeli bulunmayanlardan tamamen steril şartlar altında ve kan almakta uzmanlaşmış personel tarafından yaklaşık 10 dakikalık süre içinde kan alınır. Yiyecek ve içecek ikramı ile birlikte 15-20 dakikalık bir dinlenme süresinin ardından kan verme işlemi tamamlanır.
Mevzu bu kadar kolaydır aslında ve Türkiye'de kana o kadar çok ihtiyaç vardır ki kan verdiğiniz süre içerisinde 1 haftayı geçmeden Kızılay'dan "kanınız 3 kişinin hayatını kurtardı" diye mesaj gelmektedir.Kızılay'ın kurduğu stantları da çevrenizde görebilirsiniz.Tek yapmanız gereken 30 dknızı ayırmak.
Kızılay ve gönüllülerinin Sakarya Üniversitesinde bu seneki hedefleri 2015 ünite kan.2015 ünite kanı toplamak üzere 28 Nisan'da Helikopter Alanı'ndayız ve herkesi bekliyoruz.Unutmayın.Kan verin,Kahraman olun !
Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/tip-bilimleri/88204-kan-bagisi-nedir-nasil-kan-bagisi-yapilir.html#ixzz3YRRD6J2t