Dr. Ali Şeriati'nin bir konuşmasının çevirisinin yapıldığı bu
kitapta başlangıçta insan ve beşer kavramlarını tanımlar.Beşer kavramında
insanın biyolojik yönünden söz ederken insan kavramını ise dinin ilgilendirdiği
birey olarak tanımlar.Peki insan olma süreci nasıl işler? Şeriati'ye göre
insanın 3 özelliği vardır:İlk olarak insan bilinçli, öz varlığının bilincinde
olan bir varlıktır.İkinci olarak insanın seçme yeteneği vardır.Santre'ye göre
"İradeyi ve seçme yeteneğini insandan alırsak, insanı insandan almış
oluruz.Sonra da her şeyini yitirmiş olur."der.Böylece insandaki bu seçme
yeteğinin önemine bu şekilde vurgu yapar.Üçüncü olarak ta insanın yaratıcı
özelliği vardır.İnsanı bu 3 bağlamda yadsıyan üç başka öğreti daha vardır ki bu
üç öğretinin en yenisi biyolojizm,ondan önce geleni sosyolojizm, ondan önce
geleni de historizm (tarihselcilik)dir.Böylece 3 zindanı açıklamış olur.
Zindanlar
üzerine daha ayrıntılı açıklama yaparsak;Historizm şu anlamdadır:İnsan;
insanlığın tüm bireyleri, herkes ve her ben Tarih'in meydana getirdiği bir
dokudur.Tarih sonunda dünyaya gelen ve büyüyüp yetişen 'Ben', tarihimin bana
verdiği özelliklere göre şekillenirim.Eğer ki ben, Fransız
İhtilali,Rönesans,Ortaçağ veya Batı Dünyasında yer alsa idim, başka bir
dilim,başka düşünce ve duygularım, başka ahlak ve gidişim olacaktı.Bu sebeple
benim özelliklerim tarihin iradesine teslim edilmiş oluyor.Sosyalizmin bakış
açısı ise "gerçekten beni meydana getiren benim üzerimde egemen olan
toplumsal çevre ve toplumsal düzendir." der.Konuyu biraz açacak olursak
sosyalizm ben eğer cömert, ya da çok gayretli ve kahraman isem feodalite düzeni
içinde büyüyüp olgunlaştığım içindir.Paragözün biri isem, burjuvazi düzen
içinde doğduğum içindir.Başka türlü isem, başka tür düzenin içinde doğduğum
içindir.Demek ki ben kötü olmuş isem bende kötülüğü yaratan veya seçen
toplumsal çevredir,iyi olmuş isem bende iyilik durumu yaratan çevredir, benim
işim değildir.Böylece, sözünü ettiğimiz dört zindandan birazda olsa bahsetmiş
olduk.
Özetlersek Natüralizm, tabiat temeline yaslanmaktadır. İlk olarak irade
sahibi,bilinçli ve yaratıcı insan,ilk zorlayıcı gücün, doğanın baskısı
altındadır ve bu zor zindanın tutsağıdır. İkinci zorlayıcı güç tarihin
baskısıdır.Üçüncüsü ise Sosyolojizm'dir yani toplumun bireyi oluşturduğunu
ileri süren görüştür.Sonuç olarak bu 3 olgu insanı şekillendirir fakat insan bu zorlayıcı güçlerin etkisinden de
kurtulabilir.Örneğin bugün Afrika çöl ve sahrasında yaşayan insan, doğal
koşulların elverişsizliğine karşın kendi yaşamı için başka koşullar
hazırlayabilir.İnsanın coğrafi durum veya genel anlamı ile doğanın baskısından
kurtulması mümkündür.Historizm zindanından kurtulan bir toplumu örnek verecek
olursak, göçebe halinde yaşayan toplumların tarihe karşı görünen bir devrim ile
kendilerini daha ileri bir aşamaya taşımışlardır.Dördüncü zindan, zindanların
en kötüsüdür.İnsan bu zindanda tutsakların en acizi durumundadır.Bu zindan
kendimdir.Bu kısımda insanın kendisiyle iç hesaplaşmasına vurgu yapar.Zarar
göreceğini bilse bile insanın her koşulda doğruya yönelmesiyle bu kişi dördüncü
zindanından kurtulmuş olur.Ben yalan söylememek için yalan söylemiyor ve
zararıma da olsa böyle davranıyorsam, ve hiçbir karşılık beklemiyorsam zindandan
kurtulmak için adım atmışım demektir.
Sözlerin özü:O özgür kılıcı,yaratıcı,bilinçli insan;doğa,tarih ve
toplum düzeni zindanlarından bilim ile kurtulur.Dördüncü zindanından ise din
ile kurtulur.