27 Şubat 2015 Cuma

İnsanın Dört Zindanı - Dr.Ali Şeriati


Dr. Ali Şeriati'nin bir konuşmasının çevirisinin yapıldığı bu kitapta başlangıçta insan ve beşer kavramlarını tanımlar.Beşer kavramında insanın biyolojik yönünden söz ederken insan kavramını ise dinin ilgilendirdiği birey olarak tanımlar.Peki insan olma süreci nasıl işler? Şeriati'ye göre insanın 3 özelliği vardır:İlk olarak insan bilinçli, öz varlığının bilincinde olan bir varlıktır.İkinci olarak insanın seçme yeteneği vardır.Santre'ye göre "İradeyi ve seçme yeteneğini insandan alırsak, insanı insandan almış oluruz.Sonra da her şeyini yitirmiş olur."der.Böylece insandaki bu seçme yeteğinin önemine bu şekilde vurgu yapar.Üçüncü olarak ta insanın yaratıcı özelliği vardır.İnsanı bu 3 bağlamda yadsıyan üç başka öğreti daha vardır ki bu üç öğretinin en yenisi biyolojizm,ondan önce geleni sosyolojizm, ondan önce geleni de historizm (tarihselcilik)dir.Böylece 3 zindanı açıklamış olur.

Zindanlar üzerine daha ayrıntılı açıklama yaparsak;Historizm şu anlamdadır:İnsan; insanlığın tüm bireyleri, herkes ve her ben Tarih'in meydana getirdiği bir dokudur.Tarih sonunda dünyaya gelen ve büyüyüp yetişen 'Ben', tarihimin bana verdiği özelliklere göre şekillenirim.Eğer ki ben, Fransız İhtilali,Rönesans,Ortaçağ veya Batı Dünyasında yer alsa idim, başka bir dilim,başka düşünce ve duygularım, başka ahlak ve gidişim olacaktı.Bu sebeple benim özelliklerim tarihin iradesine teslim edilmiş oluyor.Sosyalizmin bakış açısı ise "gerçekten beni meydana getiren benim üzerimde egemen olan toplumsal çevre ve toplumsal düzendir." der.Konuyu biraz açacak olursak sosyalizm ben eğer cömert, ya da çok gayretli ve kahraman isem feodalite düzeni içinde büyüyüp olgunlaştığım içindir.Paragözün biri isem, burjuvazi düzen içinde doğduğum içindir.Başka türlü isem, başka tür düzenin içinde doğduğum içindir.Demek ki ben kötü olmuş isem bende kötülüğü yaratan veya seçen toplumsal çevredir,iyi olmuş isem bende iyilik durumu yaratan çevredir, benim işim değildir.Böylece, sözünü ettiğimiz dört zindandan birazda olsa bahsetmiş olduk.

Özetlersek Natüralizm, tabiat temeline yaslanmaktadır. İlk olarak irade sahibi,bilinçli ve yaratıcı insan,ilk zorlayıcı gücün, doğanın baskısı altındadır ve bu zor zindanın tutsağıdır. İkinci zorlayıcı güç tarihin baskısıdır.Üçüncüsü ise Sosyolojizm'dir yani toplumun bireyi oluşturduğunu ileri süren görüştür.Sonuç olarak bu 3 olgu insanı şekillendirir  fakat insan bu zorlayıcı güçlerin etkisinden de kurtulabilir.Örneğin bugün Afrika çöl ve sahrasında yaşayan insan, doğal koşulların elverişsizliğine karşın kendi yaşamı için başka koşullar hazırlayabilir.İnsanın coğrafi durum veya genel anlamı ile doğanın baskısından kurtulması mümkündür.Historizm zindanından kurtulan bir toplumu örnek verecek olursak, göçebe halinde yaşayan toplumların tarihe karşı görünen bir devrim ile kendilerini daha ileri bir aşamaya taşımışlardır.Dördüncü zindan, zindanların en kötüsüdür.İnsan bu zindanda tutsakların en acizi durumundadır.Bu zindan kendimdir.Bu kısımda insanın kendisiyle iç hesaplaşmasına vurgu yapar.Zarar göreceğini bilse bile insanın her koşulda doğruya yönelmesiyle bu kişi dördüncü zindanından kurtulmuş olur.Ben yalan söylememek için yalan söylemiyor ve zararıma da olsa böyle davranıyorsam, ve hiçbir karşılık beklemiyorsam zindandan kurtulmak için adım atmışım demektir.

Sözlerin özü:O özgür kılıcı,yaratıcı,bilinçli insan;doğa,tarih ve toplum düzeni zindanlarından bilim ile kurtulur.Dördüncü zindanından ise din ile kurtulur.